Özellikle, 1990’lı yıllardan itibaren cerrahi olmayan kozmetik tedavi yöntemlerin çeşitleri ve sayısında önemli bir artış olmuştur. Bu artışta en büyük payı “Yüz gençleştirme” konusundaki cerrahi olmayan yöntemler ve uygulamalar almaktadır. Yaklaşık, 20 yıl önce bizim muayene listelerimizde cerrahi işlemler %80’ini kapsamaktayken şimdilerde, yani milenyum çağında cerrahi olmayan işlemler tüm estetik işlemler içinde % 20-50 seviyelerine ulaşmıştır. Amerikan Kozmetik Plastik Cerrahlar anketine göre 2000 yılından beri minimal invaziv kozmetik işlemler %144 artmıştır.

Yüze dolgu uygulaması:
Deri içine ve deri altına enjekte edilerek yapılan dolgu maddeleri; ciltteki çukurları yok etmek, yüzdeki ince ve derin kırışıkları gidermek, yanaklara dolgunluk vermek, ince dudaklara hacim kazandırmak ve yara izlerini tedavi etmek amacıyla uygulanan maddelerdir. Cildin estetik görünüşümüzdeki etkisi büyüktür. insanlarda sosyokültürel gelişmelere bağlı olarak daha genç ve güzel görünme ihtiyacı artmaktadır. Tıpkı vücudumuz ve organlarımızın yaşlanması gibi deride yaşlanmakta ve bu yaşlanma sürecinde değişimler göstermektedir. Cildimiz yaşlandıkça kollajen, elastin doku ve hyalüronik asit miktarında azalma meydana gelir. Dolgu maddelerinden en çok tercih edileni hyalüronik asittir. Hyalüronik asit insan vücudunda zaten bulunan bir madde olduğundan vücut tarafından kolaylıkla kabul edilir. Cilt sağlığı için önemli bir madde olan hyalüronik asit kırışıklığı, ciltteki çöküklüğü ortadan kaldırdığı gibi aynı zamanda cildi besler. Doğru amaçlarla yapılan estetik girişimler bireylerin psikolojilerini, özgüvenini, iş ve sosyal hayattaki etkileşim ve başarısını olumlu yönde etkilemektedir.

Yüzyılımızda insan ömrü bilimsel ve teknolojik gelişmeler sayesinde anlamlı bir şekilde uzadı. Uzayan insan ömrü ile birlikte yaşam kalitesini artırmak, yaşlanma belirtilerini geciktirmek arzusu kadın, erkek toplumun her kesiminde talep görmeye başladı. Giderek artan bu talep yaşlanmayla savaşan pek çok medikal estetik yöntem ve uygulamaların gelişmesine neden oldu. Söz konusu bu yöntemlerin hemen hemen tamamında amaç cildin azalmış olan kolajeninin üretimini artırmaktır. Kolajen üretiminin artırılmasının cilt gençleştirmede anlamlı olduğuna inancımız her geçen gün daha da artmaktadır. Bu bağlamda son yıllarda  kolajen üretimini artıran dolgular daha çok tercih edilir oldular.

Yeni nesil dermal dolgular olarak tanımlanan kolajen uyarımı üzerinden etki gösteren Ellanse  Akıllı Dolgu klasik dolgular olan hyaluronik asit dolgulara kıyasla daha güvenli olduğu söylenebilir. Ellanse Akıllı Dolgu herbiri 45 mikrometre çapında olan PCL Partiküllerinin, CMS Gel Bazlı gliserin ve su ile karışımından oluşur.

Günümüzde dolgu uygulamaları kozmetik dermatoloji alanında önemli bir yere sahiptir. Tüm dünyada yapılan uygulama sayısı her geçen yıl artmaktadır. Biz dermatologlar sıklıkla yaptığımız bütün uygulamalarda olduğu gibi dolgu uygulamalarında da mükemmelin peşinden koşuyoruz.

Eylül 2014 tarihinde “akıllı dolgu” Ellansé ile başlayan tecrübelerim 1.5 yıla yaklaştı.

Ellansé özellikle yüzde hacim kaybı ve orta yüz sarkma sorunu olanlarda küçük hacimler ile çok olumlu düzeltmeler elde etmemi sağladı. Sonuçların iyiliği yanında benzer farklı dolgu ürünleriyle görülen uzun süren şişkinlik, kızarıklık, nodül oluşumu gibi yan etkiler hiçbir vakada yaşanmadı.